Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor. Bu yıl 41. kez kutlanacak Dünya Gıda Günü için “Attığımız adımlar, geleceğimizdir – Daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi çevre ve daha iyi yaşam” temasının belirlendiğini belirten İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergün, bir Dünya Gıda Günü’nde daha tüm tüketicilerin birbirlerine endişeyle sordukları bir soru olduğunu söylüyor: “Bugün zararsız yiyecek mümkün mü? Yoksa sadece yerine getirilemeyecek bir fantezi mi?”
Maalesef ki yediğimiz, içtiğimiz hemen hemen hiçbir şeyin zararlı maddelerden tamamıyla arındırılamadığının altını çizen Prof. Dr. Ergün, gıdalarda bulunan tehlikeleri şöyle sıralıyor:
- Hızla ilerleyen endüstrileşmenin neden olduğu çevre kirliliği,
- Tarım koruma ilaçları,
- Kurşun, cıva, arsenik gibi ağır metal kalıntıları,
- Küf toksinleri,
- Hayvansal kökenli gıdalarla insana geçen tehlikeli hastalık etkenleri,
- Çok yaygın bir şekilde kullanılan kimyasal gıda katkı maddeleri,
- Tüm dünyada tartışılan genetiği değiştirilmiş gıdalar (GDO ’lar) vb…
Bu nedenle yemek yerken, içecek tüketirken parolamızın artık “Gıda, ama mümkün olduğunca az zararlı” olması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Ergün, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şunu bilmeliyiz ki doğal gıdayı temin etmek bugün için çok zorlaştı. Gelişmiş ülkeler halkını organik tarımcılıkla, doğal gıdalarla beslemeye gayret ediyorlar ama maalesef organik tarımcılık ve yayılabileceği alanlar henüz çok yetersiz. Gittikçe artan dünya nüfusu doğal gıdaya ulaşmayı daha da zorlaştırıyor. ‘Yeşil Devrim’ ile kimyasal maddeler kullanılarak artırılan bitkisel gıda üretimi daha fazla insanın doymasına imkân verirken geride tarım ilaçları, böcek ilaçları, antibiyotikler ve suni gübre ile kirlenmiş ıslah edilmeye, bakıma, ilgiye muhtaç bir çevre kaldı ne yazık ki. Artık yeni kirliliklere tahammülü kalmadı dünya toprağının.”
Doğru bilgilendirme ve tüketici bilinci
“Küreselleşip küçülen dünyada gelişmiş dünya ülkeleri gibi gelişmekte olan ülkeler de sağlıklı gıda, sağlıklı beslenme, gıda güvenliği, gıda hijyeni ve tüketici sağlığı gibi konulara daha fazla önem vermek zorundadırlar” diyen Prof. Dr. Ergün, “Çünkü sağlıklı gıda üretimi ve satışı, nüfusu gittikçe artan dünyamızda çok daha önemli bir hale gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinde ‘Sağlıklı ürünler sunmak’ rekabetin en önemli kuralı olmuştur bugün. Tabii ki yükselen eğitim seviyesi ve artan tüketici bilinci de bu konuda önemli etkenler olarak sayılabilir” bilgisini veriyor.
Bilinçli tüketiciler için yeni uygulama
Prof. Dr. Ergün, her yıl 450-500 bin insanın gıda zehirlenmesi nedeniyle ne yazık ki ölüp gittiği bugünün dünyasında “Gıda, ama nasıl gıda?” sorusunun en doğru cevaplarını arayıp bulmanın “Ne yediğini bilmek isteyen tüm bilinçli tüketicilerin” kesintisiz en önemli görevi olduğunu da sözlerine ekliyor. Bilinçli tüketiciler için geliştirdiği “NE YEDİĞİNİ BİLİYOR MUSUN?” isimli uygulamasının Google Play ve Apple Store’da ücretsiz olarak kullanıma sunulduğunu da anlatan Prof. Dr. Ergün, bu uygulamayı kullanan kişilerin günlük hayatta tüketilen gıdalarla gelebilecek tehlikeler, beslenme riskleri, gıda hileleri, GDO’lu gıdalar, alerjen gıdalar ve gıda zehirlenmeleri gibi birçok önemli konuda bilgi sahibi olacaklarını belirtiyor.
