Birliktelik ya da evliliklerde yaşanılan sorunların en büyük nedeni, eril – dişil enerji dengesizlikleridir. Eril dişil enerjilerini dengelemeyi başaramamış insanlar, ilişkilerinde sorun yaşamaya devam ederler.
Pandemi sürecinde evde birlikte çok uzun zamanlar geçiren, doğadan uzak kalan, iş kayıpları yaşayan, ekonomik özgürlükleri kısıtlanan ve gelecek kaygısı içinde kalan bireylerin enerji dengeleri bozulmakla kalmadı; bu süreç yüksek oranlarda ayrılıklar ve boşanmalara da neden oldu. Birçok ilişkide kadınlar erkek, erkekler kadın rollerini üstlendi. Yaşanılan bu durumun sonuçları olarak bireyler, kendilerini yetersiz, değersiz, güvensiz, kırgın, sinirli, kaygılı ve mutsuz hissetmeye başladı ve bu duygular yalnızca kendilerini değil karşı cinste de çok yoğun olumsuzluklar yarattı.
Her insan, bedeninde hem dişil hem de eril enerjiye sahiptir. Dişil enerji alan ve kabul eden taraftır, eril enerji ise akıtan, veren taraftır. Somut şeyler, üretim, analitik düşünme, sol beyin, mücadele etme, hırs eril enerji ile bağlantılı iken; soyut konular, sağ beyin, hayal kurma, hisler, sezgi, sabır gibi konular da dişil enerji ile bağlantılıdır.
Sadece bir enerjiden beslenmek yeterli değildir. Her şeyde olduğu gibi denge şarttır. Diyelim ki, bir ev hayal ediyorsunuz bu dişil enerjidir. Bu evi nasıl alacağınızı planlıyorsunuz bu eril enerjidir. Dişil enerji yaratıcılığı kullanırken, eril enerji harekete geçen taraftır. Bedenlerimizde kadınlarda östrojenle birlikte testosteron, erkeklerde testosteronla aynı anda östrojen hormonunun da bulunması gibi her iki cinste de eril ve dişil enerji vardır.
Gün içinde her iki enerjiyi de olaylar ve durumlara göre, farklı oranlarda harekete geçirerek kullanırız. Her iki enerjiyi de beslemek ve hayatta dengeli bir şekilde kullanmak, akışta uyumlu olmamızı sağlar.

Erkek, kendi dünyası olan kadına çekim hisseder
Dişil enerji yumuşak, bilge, harekete geçmek için motivasyona ihtiyaç duyan ve sevgiden güç alan tarafımızdır. Dişil enerji uyumlu yanımızdır; su gibidir. Dişilik, gücünü esneklik ve yumuşaklığından alır. Eril enerji ise arayan, bulan, takip eden, avlayan tarafken; dişil enerji de bunları alan taraftır. Erkeği çeken dişil enerjidir. Kadın enerjisini erkeğe aşırı yöneltirse bu erkeğin uzaklaşmasına neden olabilir.
Erkek avcıdır; günümüzde yaşam koşulları nedeniyle kadın, avcı olmaya başladığında erkekler kadınlardan uzaklaşmaya başladı. Erkeğin güdüsü kadını takip etmek üzerinedir. Kadının enerjisini sadece erkekten beklenti üzerine kurmaması, bunu dönüştürmesi için kendi hayatıyla ilgilenmesi, merkezinde olması gerekir. Kadının hayatını zenginleştirmesi, yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapması, hayatının merkezine kendini koyması ilişkideki denge için önemlidir. Erkek, kendine güvenen, enerjisini merkezinde tutan, kendi dünyası olan bir kadına çekim hisseder. Yumuşaklığını, almaya açık olmasını sever.
Kadını dişi yapan giydiği kıyafeti, dekoltesi, makyajı, topuklu ayakkabısı değil; yaydığı enerjidir. Erkeğin erkek gibi hissetmesini sağlamasıdır. Erkekten gelen iltifat, hediye, destekleri kabul etmesidir. Erkekte eril enerjinin yüksek olması maçoluk, sert davranmak değil; yöneten, koruyan, kollayan, kadına veren olmasındadır. Kadınların “Ben yaparım, gerek yok” diyerek almaya kendini kapattığı noktada erkeğin genetik kodları değişmeye başlayacaktır. Kadın, erkeğin yaptığı güce dayalı işleri kendi yapmaya başladıkça “İstediğim gibi bir erkek yok” demeye başlar.
Kadın her işini görebildiği, kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabildiği için, sözde bu şekilde hayatından memnun olduğunu söyler, ancak içten içe kendine uygun bir erkek olmadığından eksiklik hisseder. Elbette kadın her işi yapabilir, ancak almayı da bilmesi gerekir. “Her şeyi yapabiliyorum, kazanıyorum, güçlüyüm” diyen kadın, hayatındaki erkek gidince kendini diplerde hissedebilir. Güçlü olmak; her işi yapabilmek değil, değişen durumlar karşısında gücünü yeniden eline alabilmektir.
Erkek ise gücünü hissetmek, yaşamak ister. Bu kimilerinde kendini işe vererek, kimilerinde kumar, oyun, kimilerinde ona kendini iyi hissettiren, onu güçlü hissettiren bir kadına giderek de yaşanır.
Dişil enerjisi yüksek olan erkek, hayatına eril enerjisi yüksek bir kadını çekecek ve bu sayede denge kurulacaktır. Aynı şekilde, eril enerjisi yüksek olan bir kadın da hayatına dişil enerjisi yüksek bir erkeği çekecektir. Bu dengeyi sağlayan ve bu şekilde yaşamaktan mutlu olan birlikteliklerde zaten sorun yoktur ancak bu durumdan rahatsızlık duyan ve huzursuz hisseden bireylerin birliktelikleri de doğal olarak sonlanacaktır.
İlişkilerinde sorun yaşayan insanlar genellikle karşı tarafın değişmesi gerektiğini düşünürler. Oysa aynı erkek başka bir kadında daha eril hissettiği ve eril özelliklerini kullandığında kendini çok daha iyi hisseder. Bir ilişkide dişiliğini yaşamasına izin verilmemiş başka bir kadın da, başka bir erkekle ilişkisinde bunu ortaya çıkarabildiğinde çok daha mutlu olur. Öyleyse değişim için karşı tarafı beklemek güç ve zaman kaybından başka bir şey değildir. Çünkü ne kadar baskı yapılırsa o kadar direnç oluşur. Birini değiştirmenin en iyi yolu kendini değiştirmekle başlar.
Dişil enerji anneden gelirken, eril enerji babadan gelir. Özellikle 0-7 yaş aralığında çocuğun bilinçaltı, hangi tarafı rol model alırsa, o tarafın enerjisi daha yoğun bir şekilde hayata karşı kendini ifade eder. Babasını rol model alan kız çocuğu, daha ileriki yaşlarda daha güçlü ve başarılı olma yolunda daha fazla gayret gösterir. Anneyi rol model alan erkek çocukta ise dişil enerji yüksek olacaktır. İlerleyen yaşlarda her ne kadar anne ve babamıza benzemek istemesek de bilinçaltımız aslında ilk gördüğü dişil enerji ve eril enerji olan anne veya babamızı rol model aldığı için, git gide onlara benzemeye başlarız çünkü bu benzemek istemeyişin altında da aslında “Ya onlar gibi olursam” korkusu vardır ve maalesef bizler korku ve kaygılarımızı yaşarız. Örneğin; aile içinde babanın anneye şiddet uyguladığını gören bir kız çocuğu ileriki yaşlarda hayatına hiç de istemediği halde aynı babasına benzer bir erkeği çekecek ve şiddet görme ihtimali çok yüksek olacaktır; bu davranışın çok normal olduğunu kabule bile geçerek bu ilişkiyi devam ettirecektir çünkü bilinçaltında şu kodlama vardır: Eril enerji=baba=şiddet. Bu ve bunun benzeri birçok konuda bireylerin neyi neden yaptıkları ve hangi duygu durumları ile baş edemediklerinin farkına varmaları ve gerekirse bu konularda profesyonel destek almaları hem kendileri hem de çevrelerine verdikleri zararları ortadan kaldırarak daha sağlıklı ve kaliteli ilişkiler kurmalarını sağlayacaktır.
Eril ve dişil enerji dengelendiğinde ilişkideki temel sorunlar çözüleceğinden, yaşanan diğer sorunlar da kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Yeniden, bıkmadan, usanmadan yeniye ve iyiye doğru sevgi ve ışıkla kalın.
Instagram: @zkose47
@cosmos.biz
Facebook: Zehra Köse
COSMOS Eğitim ve Danışmanlık
www.cosmosturkiye.com