Rumuz: Gezgin
Hocam selam, özellikle son 2 aydır, evde yalnız kalmaya korkuyorum, tek başıma duşa giremiyor ve özellikle gece uykularımda düzensizlikler yaşıyorum. Uyuduğum zamanlarda ise korku dolu rüyalar görüyorum. Sebebini bulamadığım bir karamsarlık içindeyim. Bu konuda bana yardımcı olabilir misiniz?
Sevgili kardeşim, 2 ay öncesinde yaşadığın seni korkutan ya da çok üzen yani kısaca senin enerjini aşağıya çeken herhangi bir olay, durum ya da kayıp yaşandı mı? Öncelikli olarak buna bakmamız gerekiyor. Yaşadığımız bu tarz olaylar bizim bilinçaltımızda geçmişte yaşadığımız herhangi bir travma ya da olaya ait duyguları tetiklemiş olabilir. Bu tetiklenme nedeniyle bilinçaltı sanki o gün, o durum tekrar yaşanıyormuş gibi aynı duyguları aktive eder, hiç farkına varmadan bedenimizin ve zihnimizin dengesini bozar, enerjimiz aşağıya düşer. Enerjimiz düştükçe, korku, kaygı ve huzursuzluk duyguları açığa çıkar. Kişi yalnız kalmaktan korkar, kontrolsüz kaygı durumları yaşanır ve dolayısı ile hayatına bu duygu durumlarını daha fazla yaşatacak kişileri ve durumları çeker. Korku dolu rüyalar bize bunları işaret ediyor ama siz yine de hem nörolojik hem de psikolojik olarak kontrollerinizi yaptırın, her şey normalse çok geç kalmadan bilinçaltınıza yönelik bir terapi almanızı öneririm çünkü bilinçaltımız bizim hayatımızı %90 oranında yönetir. Daha fazla korku ve kaygı dolu deneyimleri hayatınıza çekmemiş olur ve hızlıca enerjinizi yukarı doğru çekmeye başlarsınız.
Rumuz: Huzursuz
Merhaba, ben özel bir şirkette çalışıyorum, iş temposu çok yoğun ve son günlerde işe giderken çok isteksizim, enerjim çok düşük ve neredeyse hiçbir şey yapmak istemiyorum. Hayattan keyif alamıyorum, mutsuzum ve ara sıra da kendimi hiçbir sebep yokken ağlarken buluyorum. Kimseyle görüşmek hatta konuşmak bile istemiyorum. Bu konuda ne yapmalıyım? Tavsiyeleriniz nelerdir?
Dönem dönem bu tür enerji dengesizlikleri yaşanabilir, özellikle yaşadığımız negatif olaylar karşısında içimize attığımız bir çok konu ve duygu bizim enerjimizi aşağıya çekebilir. Yoğun bir iş temposundan bahsediyorsunuz, dolayısı ile kendinize yeterince zaman ayıramıyorsunuz sanırım. Bizler nasıl ki ailemize ve çocuklarımıza vakit ayırıyor, onları mutlu etmek için çabalıyorsak, aynı oranda kendimiz için de vakit ayırabilmeli hatta önceliği kendimize vermeliyiz ki diğerlerine de faydamız olsun. Kalabalık ve kapalı alanlarda çok fazla vakit geçiriyor, telefon ve bilgisayar gibi elektronik araçlardan yayılan radyasyona çok fazla maruz kalıyor ve üzerimizde biriken tüm bu yoğun enerjilerden arınamıyorsak, mesela, doğada vakit geçiremiyorsak bu birikimler bizim enerjimizi aşağıya çeker. Size tavsiyem, kendinizle tıpkı bir çocuk gibi ilgilenmeniz, tek başınıza vakit geçirmeniz ve mutlu etmenizdir. Çok sevdiğiniz bir hobi ile uğraşmanız, spor ya da yürüyüş yapmanız, yeni bir alanda kendinize yeni bir şeyler katmanızı tavsiye ederim. Örneğin yabancı bir dil öğrenmek gibi. Bunları yaptıkça kendinizi çok iyi hissedecek, kendinize olan güveniniz artacak ve daha mutlu olacaksınız.
Rumuz: Samyeli
İlişkilerimde hep terk edilen kişi ben oluyorum ve bu yüzden kendimi çok değersiz hissediyorum. Doğru insanı nasıl bulacağım, doğru ilişkiyi hayatıma nasıl çekebileceğim?
Doğru ilişki dediğimizde, “doğru” kelimesine yüklediğimiz anlamlara bakmamız gerekiyor. Herkes için bu anlamlar değişkendir. Kimisi için varlıklı/zengin olması, kimisine göre güvenilir, kimisine göre de mutluluk anlamlarına gelebilir. Dolayısı ile bizler genellikle ilişkiyi yaşayacağımız kişinin bize vermesini beklediğimiz özelliklerine göre veririz bu anlamları. Yani aslında bizde olmayanları verebilecek kişiler ile yaşanacak bu ilişkinin doğru olacağını zannederiz. Oysa bizler istediklerimizi değil bizler ne isek hayatımıza o kişileri çekeriz, mesela, bizi çok seven birini istiyorsak, biz kendimizi sevmiyoruz demektir ve bu ihtiyacımızı karşımızdakinin karşılamasını bekleriz. Bu yüzden de hayatımıza bizi sevmeyen ve değer vermeyen insanları çekeriz çünkü biz kendimizi sevmiyor ve değer vermiyoruzdur. Doğru ilişki dediğimizde, işte bizler ne kadar doğruyuz? Kendi içimize dönerek, doğru ilişkiden beklentilerimizi bir kez daha gözden geçirerek, eksik gördüğümüz yönlerimizi başkalarının değil, tek başımıza tamamlayabildiğimizde, yani kendimizi tam ve bütün hissettiğimizde karşımıza da tam ve bütün bir kişi çıkacaktır. İşte o zaman doğrudan ziyade tam ve bütün bir ilişki yaşabilmemiz mümkün olur.
Rumuz: Umudum Var
Hocam çocukluğumdan bugüne romatizma hastalığı ile mücadele ediyorum. Özellikle mevsim geçişlerinde, soğuk ve nemli ortamlarda, akşam saatlerinde ağrılarım çok artıyor. Sürekli ilaç kullanmaktan çok sıkıldım ve ilaçlar gün geçtikçe diğer organlarıma da zarar veriyor. Bu anlamda bana bir öneriniz olur mu?
Romatizma rahatsızlığının duygusal sebeplerinin başında, kendini aldatılmış, mağdur ve kurban edilmiş hissetmek vardır. Özellikle kalabalık ailelerde yetişmiş çocuklarda daha fazla görülür; sevgi eksikliği ya da yokluğu ile büyümüş bu çocuklarda, bu eksikliklerinin vermiş olduğu içerleme duygusu çok yoğundur. Bu çocuklar hem yeterince sevilmemiş hem de kendilerini sevmeyi bilmediklerinden hep başkaları tarafından sevilmeyi ve değer görmeyi beklerler. Bu beklenti karşılanmadıkça bu duygular gittikçe katılaşır, bedende birikmiş olduğu alanlarda çoğunlukla da eklem bölgelerinde ağrılar ve sızılar artar. Kullandığınız ilaçların tabii ki tedaviye çok büyük katkısı vardır ancak bu hastalığa neden olan bilinçaltınızdaki bu sevgisizlik ve değersizlik kayıtlarının dönüştürülmesi iyileşme sürecini hızlandırır. Bilinçaltı dönüştürme terapisi tavsiye ederim, bu sayede bu duygulardan arınan bilinçaltına, yeni olumlu kayıtlar yerleştirilir; kişinin hastalık süreci kısalır, enerji seviyesi yükselir ve bağışıklık sistemi dengeye gelir. Bilinçte de başkasından beklemek yerine kişi kendini daha fazla sevmeye ve değer vermeye başladıkça hastalık görevini tamamlar ve bize veda eder.
İnstagram: @seckinzenginler
@cosmos.biz
Facebook: Seçkin Zenginler
www.cosmosturkiye.com
